CHP Adana Milletvekili Bilal Bilici, bazı sanatçıların Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik yargı süreci hakkında ifade ettikleri demokratik tepkilerin ardından, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından dolaylı yaptırımlara maruz kaldıkları iddialarını Meclis gündemine taşıdı. Bilici, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’a yönelik sorular içeren bir soru önergesi verdi.
“Son günlerde, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu’na yönelik yargı süreci hakkında demokratik tepkilerde bulunan sanatçıların Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından dolaylı yaptırımlara maruz kaldıkları iddiaları kamuoyunda endişe yaratıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı antik tiyatrolarda planlanan konserlerin topluca iptal edilmesi, sadece ilgili sanatçıları değil, aynı zamanda kültür ve sanat etkinliklerine erişmek isteyen vatandaşları da mağdur ediyor. Kültür ve sanat faaliyetlerinin siyasi amaçlar uğruna kullanılması, ifade özgürlüğü ilkesine ve demokratik toplum düzenine aykırıdır.
Sanatın özgürlüğü, demokrasinin ve toplumsal barışın önemli göstergelerindendir. Kültür politikalarının siyasi baskı altında olmaması gerektiğini hatırlatıyor ve herkesi bu konuda duyarlı olmaya çağırıyoruz.”
“ANTİK TİYATROLARDA GERÇEKLEŞECEK KÜLTÜREL ETKİNLİKLERDEN KAÇ TANESİ İPTAL EDİLDİ?”
Bilici, Bakan Ersoy’a şu soruları yöneltti:
“2024 ve 2025 yıllarında Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı antik tiyatrolarda gerçekleşmesi planlanan kültürel etkinliklerden kaç tanesi iptal edildi? Bu iptallerin sebepleri neydi? İptaller arasında, Ekrem İmamoğlu’na destek veren sanatçıların konserleri var mıydı? Varsa, hangi sanatçıların etkinlikleri iptal edildi? Bakanlık tarafından antik tiyatrolarda tüm konserlerin iptaline dair genel bir karar var mı? Varsa, bu karar ne zaman ve hangi makam tarafından alındı? Kültürel etkinliklerin iptali sürecinde tarafsızlık ve eşitlik ilkesi nasıl sağlandı? Sanatçıların kişisel görüşlerinin mesleki faaliyetlerini etkilediği durumlarda, Bakanlığın tutumu ne olmuştur? İfade özgürlüğü ile kamu yararı arasında nasıl bir denge kurulmuştur?”